System Of A Down grubunun ortaya çıkışı ;Serj Tankian ( vokal+keyboard) , Daron Malakian ( gitar+vokal ) ve Shavo Odadjian ( bass )’dan oluşan kadrosu ile 1993 yılında Soil adıyla çalmaya başlayan gurup daha sonra 1995’de Daron Malakian’ın bir şiirinden esinlenerek, System Of A Down adını alır.Daron'un gruba ilk düşündüğü isim ise Victims Of A Down'dır.Bu isim değişikliğinin nedenini ise ''System" kelimesinin daha yumuşak bir ifade olmasına bağlıyor Serj Tankian. Grubun bateristi John Dolmayan ise gruba daha sonra katılımıştır.Aralarında Dolmayan’ı da alan gurubun çıktığı Güney California turnesindeki canlı performansları büyük ilgi çeker. Dörtlünün Los Angeles'ta kısa zamanda elde ettiği şöhret, kaydettiği üç parçalık demo sayesinde ABD'nin sınırlarını aşıp Avrupa'ya kadar ulaştı.1997 yıılında Hollywood Viper Room’da çalarken Slayer, Red Hot Chili Peppers ve Johnny Cash’in de prodüktörü olan Rick Rubin tarafından keşfedilirler. İlk albümlerini de Haziran 1998’de yine Rubin’in American Records şirketinden (Sony Music) çıkarırlar. Grup ile aynı adı taşıyan albüm özellikle Tankian’ın ilginç vokallerini ile öne çıkar ve Dünya çapında 850.000 satışa ulaşır. Gurubun müziği“alternatif metal ve programlanmış ritimlerin Doğu Avrupa etkileri ile harmanlanması” olarak yorumlanmıştır.Grubun en sessiz gözüken elemanı Odadjian kendilerini “Biz bir rap veya rock hareketi değiliz. Biz müzik yapan dört herifiz. Herhangi bir tarzın parçası değiliz. 1998’de ortaya çıkıverdik ve sadece SOAD müziği yapıyoruz” diye anlatıyor.Serj ise müzik tarzları ile ilgili olarak “Aynı kayıtları tekrar yaratmayacağız. Bir gurubun ilk kayıtlarının aynısı ile tekrar tekrar ortaya çıkmasından nefret ediyorum. Hissettiğim ve gidip satın alamayacağım müziği yapmak istedim.” diyerek özgün olmalırının ardındaki sırrı açıklıyor.
Metal ve biraz da caz öğeleri bulunduran “eklektik” olan grup,müziklerini sistem karşıtı ve Ermeni kökenlerine dayandırdıkları sözlerin üzerine kurmuştur.Bu nedenle de Türkiye'den baya bir tepki almaktadır.Grup kısa sürede Family Values ve Ozzfest başta olmak üzere verdikleri konserler sayesinde ününü ve başarısını katlamıştır.Grubun asıl büyük adımı ise 2001 yılında çıkardıkları 'Toxicity' albümü ile geldi.Bu albümle ile adından övgüyle söz ettiren dörtlü, sadece müziğiyle değil, politik duyarlılığıyla da dikkatlerine üzerine çekti.SÖZDE Ermeni soykırımı propagandası yapmanın yanında dünyada süregelen savaş,açlık ve bunun gibi insan yaşamına olumsuz etki eden konuları sıkça işlediler parçalarında.Toxicity albümü için 30 kadar parça kaydeden grup bunların sadece 14'ünü albüme koydu.Çok geniş bir yelpazedeki konuların işlendiği albümde sosyo-politik konuları ele alan “The Prison Song” (Hapishane şarkısı), Tankian’ın “seri katil Charles Manson’ın gözünden dünyaya baktıklarını” söylediği “ATWA” (Air, Trees, Water, Animals – Hava, Ağaçlar, Su, Hayvanlar) ve şehirlerindeki kirlenmeyi anlattıkları “Toxicity” gibi şarkılar var. Ayrıca albümde gerek Türkiye’deki film müzikleri ve Sezen Aksu ile yaptığı işler, gerekse yurtdışındaki gurubu Night Ark ve Al DiMeola ve Chet Baker gibi cazcılar ile yaptığı işler ile tanınan Arto Tunçboyacıyan’ın boş bir kola şişesi ve su dolu bir kova çalarak katıldığı “isimsiz” bir kayıt da bulunuyor. Rolling Stone dergisindeki habere göre bu şarkı “Ermenilerin ölülerin ardından yaptıkları bir büyü”...Bu gizemli müzik bir çeşit Ermeni ağıtı olmakla birlikte "Arto" olarak biliniyor.
Rolling Stone, Q Magazine, Kerrang! ve Rocksound gibi dergilerde henüz piyasaya çıkmadan ses getiren albümü, Kerrang’dan Ben Myers “yılın metal albümü” ilan etmişti o zamanlar.Prodüktör Rubin “Kendilerini yeniden icat ettiler. Geçen sefere göre çok daha iyi ve büyük olmaya çabaladılar. Çok farklı yönlere ulaşabilmek için birçok şarkılar yazmaya çabaladılar. Albümün bu kadar uzun sürmesinin sebebi bu oldu.” diyor. Basçı Odadjian “Düzensiz zaman değişimleri var” diyor ve ekliyor “Albüm halen çok acaip. Biliyorum ki dinleyicileri kalabalıkları yukarı aşağı oynatacak şeye sahip. Ayrıca melodi de çok gelişti.” Rolling Stone’a göre çıkış albümünde bol bol “haykıran” Serj Tankian bu sefer “şarkı söylüyor”. Rubin “Onun muhteşem bir sesi olduğunu ve güzel söyleyebileceğini biliyordum. Vokallerin güzelliği aklımı başımdan aldı. Bu sert müziğe dünya standartlarında vokal yapıyor. Böyle bir vokalist daha yok.” diyor Tankian’ın için.
“Bu albüm piyasada tutulmasa bile iyi bir albüm” diyor Tankian. “Gerçek sanatın, ticari başarı ile alakası yoktur. Kayıtların satın alınması ikincil önem taşır. Yapılıp kaydedilmesidir önemli olan. Sonrasında onun birisi tarafından dinlenip alınması ikincil önem taşır.” Politik tavırları ve sistem karşıtı duruşları ile Rage Against The Machine’in (R.A.G.M.)’in boşalttığı tahta da aday gösteriliyorlar. Tankian gurubun internet sitesinden “Her kanalda aynı şeyleri görüyoruz. Bu çok tasarlanmış. Çok fazla filtrelenmiş” diye seslenerek duruşunu ortaya koyuyor. Ayrıca gurubun Ermeni köklerine bağlılıklarını da “War?” (Savaş) ve “P.L.U.C.K.” (Politically, Lying, Unholy, Cowardly Killers – Politik, Yalancı, Kutsal olmayan, Ödlek Katiller) gibi şarkılarının sözlerinde anayurtlarınıda yaşadıkları SÖZDE zulümlere çekilen perdeyi reddederek gösteriyorlar.
Toxicity albümü ile 2 platin plak ödülü alan grup Toxicity albümü için kaydedip bu albüme almadıkları parçalara Daron Malakian'ın yedi yıl önce yazdığı akustik parça Roulette'i de ekleyip Steal This Album adlı albümü çıkardılar(26 Kasım 2002).Serj Tankian 'Steal This Album!'deki parçalara iyi olmadıkları için değil, 'Toxicity'nin bütünlüğünü bozmamak için o albümde yer vermediklerini söylüyor.Bu albüm daha piyasaya çıkmadan aylar önce internette dolaşıyordu.Hatta bazı akıllılar çalınan parçaları aranjmanları yapılmamış halde Toxicity 2 adıyal korsan yollardan satışa bile sundular.Bu nedenle albümün ismi "Bu Albümü Çal" anlamına gelen "Steal This Album" oldu.Ayrıca albüm kartonetsiz, korsan CD gibi duran bir grafik tasarımıyla yayımlandı bu çalınma olayına bir tepki olarak.'F**k The System', 'A.D.D.'
(American Dream Disorder) gibi parçalarıyla dikkat çeken albüm, 'Toxicity' ile kıyaslandığında daha sert bir sound'a sahip.Albümde dikkat çeken diğer parçalar ise Ego Brain,Mr.Jack,Streamline ve tabii ki Daron'dan izler taşıyan Roulette.
Sürekli daha iyiyi yapıp tamamen özgün olmaya çalışan grup neredeyse yılın tamamını dünya çapında konserle geçirdikten sonra 4.full proje albümün kayıltlarına başladı.Bu sefer de ortaya çok fazla kayıt çıktığından duble albüm yayınlamaya karar verdiler.17 Mayıs 2005'te Mezmerize/Hypnotize adlı ikili projenin ilk bölümü Mezmerize piyasaya çıktı.Bu albümde eskiden farklı olan ve ilk göze çarpan değişiklik ise Daron Malakian'ın prodüktörlük yapmasının yanında kendine has sesini albümdeki parçalara katmış olması.Hatta bazı yorumlarda Daron'un Serj'in tahtına göz diktiği espirisi bile yapılmıştır.Mezmerize albümü toplam 1 parçadan oluşuyor.Albüm ve web sitesinde yer alan grafik tasarımları ise Daron'un babası Vartan Malakian imzası taşıyor.Bu albümde yine SOAD'ın alışılmış düzene karşı tepkiler,günlük yaşamdaki ve özellikle medyadaki yozlaşma ve tek düzelik,ölüm ve ölümden sonraki hayat temaları işleniyor.Kısa sürede dünya listelerinde üst sıralarda yer almayı başaran ve BYOB adlı single ve klibi yayınlayan grup ikinci klibi ve single'ı ise Question! adlı parçaya yaptı.
Grup geçtiğimiz aylarda MTV Avrupa 2005 Müzik Ödülleri'nde EN İYİ ALTERNATİF GRUP kategorisinde ödüle layık görüldü..22 Kasım'da Mezmerize / Hypnotize ikili projesinin ikinci parçasını oluşturan Hypnotize albümü piyasaya çıkardılar.Bu albümden çıkan ilk single da albümle aynı adı taşıyan parçadan çıktı.Yine bu parçaya konser performansı üstüne eklenen animasyonlarla zenginleştirilen bir klip çekildi.
Türkiye'de çok fazla hayranı olan grubun SÖZDE Ermeni soykırımına yaptıkları maddi manevi destekten dolayı seveni olduğu gibi sevmeyeni de çok fazla.Ama bu önyargı ve nefretin oluşma nedenlerinden en önemlisi ise kulaktan kulağa dolaşa dolaşa herkesin her yorumda kendi kafasından yalan bazı yorumlar eklediği "Türkler ve köpekler giremez" ve "bayrak yakma" vakalarıdır.Bu eylemlerin ikisinin de yapılmadığını Serj Tankian ve diğer grup üyeleri röportajlarında açıklamışlardır.Ayrıca Türklere düşman olmadıklarını sadece Türk Hükümeti'nin SÖZDE soykırımı reddetmesine tepkili olduklarını dile getirmişlerdir.Geçmişte Slayer'ın alt grubu olarak turnelerde yer alan grup Türkiye'ye gelmeyi sahnede kendilerine ve söyleyecekleri parçalara kısıtlamalar getirileceği gerekçesiyle reddetmiş ve Türkiye'ye gelmemişlerdir.Ama gün geçtikçe Türkiye'de katlanarak artan hayran kitlesine bu gidişle HAYIR diyemeyecekler...
DİĞER PROJELER
Grubun vokali Serj Tankian'ın Türkiye'de de tanınan Ermeni sanatçı Arto Tunçboyacıyanla birlikte yaptığı SerArt adlı bir çalışması var.Chet Baker, Al DiMeola, Joe Zawinul ve Paul Winter gibi önemli müzisyenlerle birlikte çalışan Arto Tunçboyaciyan, Tankian ile 2000 yılında Armenian Music Award'da tanıştı. Arkadaşlıkları ilerleyen ikili ilk müzikal birlikteliğini System of a Down'ın 'Toxicity' albümünde gerçekleştirmişti.
İkilinin kendi prodüktörlüğünde kaydettiği ilk albümü, Serj Tankian'ın kurduğu Serjical Strike Records etiketiyle piyasaya çıktı.. Ortadoğu melodileri, Afrika ritimleri ve perküsyonla süslü klasik motiflerle dolu albüm, 12 dakikalık özel bir DVD hediyesi içeriyor.
Ayrıca grubun solisti Serj Tankian'ın eski Rage Against The Machine üyesi, Audioslave'den Tom Morello ile birlikte kurduğu 'Axis Of Justice' da yine dünya üzerindeki insan hayatını olumsuz etkileyen savaş,açlık,sömürgecilik gibi konularda çalışmaları da bulunuyor.
Grubun gitaristi Daron Malakian ise 2005'te bir derginin yaptığı araştırmada Dünya'nın en iyi gitaristleri listesinde 7.sırada yer almayı başardı.Görüldüğü gibi grup elemanları müzik dışında da çok yetenekli.Shavo Odadjian ise SOAD kliplerinin yegane yaratıcısı olarak biliniyor.Toxicity albümündeki Aerials ve son albüm Mezmerize'daki Question kliplerinin co-prodüksiyonunu Shavo Odadjian yaptı.